Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
BEKİNMEK : Turkish Turkish

ınat etmek, direnmek

BEKİNMEK : Turkish Turkish

kapanmak, tıkanmak

BEKİTMEK : Turkish Turkish

kapamak, tıkamak

BEKLE YÂRİN KÖŞESİNİ! : Turkish Turkish

yakında gerçekleşeceği sanılmayan umutlar karşısında söylenir

BEKLEME : Turkish Turkish

eklemek eylemi

BEKLEME ODASI ( YA DA SALONU) : Turkish Turkish

ir kimseyi ya da bir taşıtı beklemek için gelenlerin oturdukları yer

BEKLEMEK : Turkish Turkish

ir iş oluncaya, biri gelinceye değin bir yerde kalmak, durmak

BEKLEMEK : Turkish Turkish

süre tanımak, acele etmemek

BEKLEMEK : Turkish Turkish

ir şeyi, bir kimseyi gözetmek, korumak, muhafaza etmek

BEKLEMEK : Turkish Turkish

ummak

BEKLEMEK : Turkish Turkish

karşılaşılması olasılığı bulunmak

BEKLEMEK : Turkish Turkish

aramak, istemek

BEKLEMELİ : Turkish Turkish

irden çok dersten bütünlemeye kalıp, bu sınavlarda da başarısız olarak bir yıl bekleyen (öğrenci)

BEKLEMEYE ALMAK : Turkish Turkish

telefon bilgisayar vb. de sıkışıklık nedeniyle işi, konuşmayı ertelemek

BEKLENMEK : Turkish Turkish

eklemek eylemine konu olmak

BEKLENMEZLİK : Turkish Turkish

eklenmeme durumu

BEKLENMEZLİK EYLEMİ : Turkish Turkish

"-eceği" biçimindeki ortaca "tutmak" eylemi getirilerek yapılan ve eylemin istenmeden, beklenmeden olduğunu anlatan bileşik eylem

BEKLENTİ : Turkish Turkish

ir olgunun sonunda olması beklenen şey

BEKLENTİ : Turkish Turkish

ireyin belli koşul ve durumların alacağı biçimler ya da kendisinden beklenenler konusundaki ön görüşü

BEKLEŞMEK : Turkish Turkish

irlikte ya da karşılıklı beklemek

BEKLETİLMEK : Turkish Turkish

ekletmek eylemine konu olmak ya da bekletmek eylemi yapılmak

BEKLETMEK : Turkish Turkish

eklemesine neden olmak

BEKRİ : Turkish Turkish

ıçkiye düşkün, içkici, °ayyaş

BEKRİLİK : Turkish Turkish

ıçkiye düşkünlük, ayyaşlık

BEKTAŞİ : Turkish Turkish

hacı bektaş veli'nin tarikatına girmiş olan kimse