Turkish
BELDEİ TAYYİBE : Turkish Turkish
medine kenti
BELEDİ : Turkish Turkish
kentle ilgili
BELEDİ : Turkish Turkish
yerleşik
BELEDİ : Turkish Turkish
ir tür pamuklu, kalın kumaş
BELEDİYE : Turkish Turkish
ıl, ilçe, bucak gibi yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, üyeleri halk tarafından seçilen, tüzelkişiliği olan örgüt
BELEDİYE BAŞKANI : Turkish Turkish
elediye örgütünü yöneten kimse
BELEDİYE SUÇLARI : Turkish Turkish
elediye buyruklarına ve yasaklarına aykırı davranışlar
BELEDİYECİ : Turkish Turkish
elediye işleri görevlisi
BELEDİYECİLİK : Turkish Turkish
elediye işleri
BELEK : Turkish Turkish
kundak, çocuk bezi
BELEK : Turkish Turkish
eşiğe konulan yatak
BELEMEK : Turkish Turkish
(bebeği) kundaklamak, beşiğe yatırıp bağlamak
BELEMEK : Turkish Turkish
ulamak, bulaştırmak
BELEMİR : Turkish Turkish
peygamberçiçeği, mavi kantaron
BELEN : Turkish Turkish
dağ sıralarında geçit veren çukur yer, bel
BELENMEK : Turkish Turkish
kundaklanmak
BELENMEK : Turkish Turkish
ulanmak, bulaşmak, örtülmek
BELERMEK : Turkish Turkish
akı iyice belirecek biçimde açılmak
BELERTMEK : Turkish Turkish
gözlerini, akı çok görünecek biçimde açmak
BELEŞ : Turkish Turkish
karşılıksız, emeksiz, parasız elde edilen
BELEŞ ATIN DİŞİNE BAKILMAZ : Turkish Turkish
edava gelen şeyde kusur aranmaz
BELEŞÇİ : Turkish Turkish
parasız geçinmeyi seven, lüpçü, bedavacı
BELEŞE KONMAK : Turkish Turkish
emek, para vermeden elde etmek
BELEŞTEN : Turkish Turkish
karşılıksız, para ya da emek vermeden
BELGE : Turkish Turkish
ir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. °vesika, °doküman
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani