Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
BELGİSİZ SIFAT : Turkish Turkish

ir adı belgisizlik bakımından belirten sıfat: hiç kimse, birtakım insanlar, filan yer, birkaç söz gibi

BELGİSİZLİK : Turkish Turkish

elgisiz olma durumu

BELGİT : Turkish Turkish

ir kimsenin yapmaya ya da ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek için imzaladığı resmi kâğıt, °senet

BELGİT : Turkish Turkish

ir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru diye kabul edilen başka önerme, °hüccet, °burhan

BELGİTLEMEK : Turkish Turkish

elgit ile bir savı, olguyu kanıtlamak

BELİ : Turkish Turkish

evet

BELİ AÇILMAK : Turkish Turkish

küçük aptesini tutamaz olmak

BELİ BÜKÜK : Turkish Turkish

güçsüz, zavallı

BELİ BÜKÜLMEK : Turkish Turkish

güçsüz kalmak, bir iş yapamayacak duruma düşmek

BELİ ÇÖKMEK : Turkish Turkish

kamburlaşmak

BELİ GELMEK : Turkish Turkish

cinsel birleşme sırasında salgı boşalmak

BELİĞ : Turkish Turkish

elagati olan, belagatli

BELİK : Turkish Turkish

ınce saç örgüsü

BELİKLİ : Turkish Turkish

ınce ince saç örgüsü olan

BELİNİ DOĞRULTMAK : Turkish Turkish

yeniden durumunu düzeltmek

BELİNİ KIRMAK : Turkish Turkish

irini bir şey yapamaz duruma getirmek

BELİNLEMEK : Turkish Turkish

irden uyanarak çevresine korkuyla, şaşkın şaşkın bakmak

BELİRGİN : Turkish Turkish

elirmiş durumda olan, besbelli, açık, °bariz, °sarih

BELİRGİNLEŞMEK : Turkish Turkish

elirgin duruma gelmek

BELİRGİNLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

elirgin duruma getirmek

BELİRGİNLİK : Turkish Turkish

elirgin olma durumu

BELİRLEME : Turkish Turkish

elirlemek eylemi, °tayin

BELİRLEMEK : Turkish Turkish

elirli duruma getirmek, belirli kılmak, tayin etmek

BELİRLEMEK : Turkish Turkish

yeni bir kavramı, özünü oluşturan öğeleri açıklayarak tanımlamak, sınırlamak

BELİRLEMEK : Turkish Turkish

ir kavramı, ayırıcı bir öğe ekleyerek sınırlamak, kapsam bakımından daraltmak, "genellemek" karşıtı