Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
BELİRTİK : Turkish Turkish

açık, belli, °sarih

BELİRTİLEN : Turkish Turkish

tamlanan

BELİRTİLİ : Turkish Turkish

elirtisi olan

BELİRTİLİ : Turkish Turkish

elirtilmiş olan, belirli kılınan

BELİRTİLİ NESNE : Turkish Turkish

elirtme durumundaki nesne, °sarih meful

BELİRTİLİ TAMLAMA : Turkish Turkish

tamlayanı,
in (-nin) takısı, tamlananı üçüncü kişi iyelik eki alan ve belirli bir kavram taşıyan tamlama

BELİRTİLMEK : Turkish Turkish

elirtmek eylemine konu olmak

BELİRTİSEL : Turkish Turkish

elirti özelliği taşıyan

BELİRTİSEL : Turkish Turkish

ir belirtiyle ilgili

BELİRTİSİZ : Turkish Turkish

elirtisi olmayan

BELİRTİSİZ : Turkish Turkish

elirtilmemiş olan

BELİRTİSİZ NESNE : Turkish Turkish

yalın durumdaki nesne

BELİRTİSİZ TAMLAMA : Turkish Turkish

tamlayanı yalın durumda olan, tamlananı üçüncü kişi iyelik eki alan ve çoğu kez tür kavramı veren ad tamlaması

BELİRTKE : Turkish Turkish

ir malın ya da firmanın ayırt edici imi, °amblem, °logo

BELİRTME : Turkish Turkish

elirli kılma; görüş bildirme, °tasrih

BELİRTME DURUMU : Turkish Turkish

tümcede eylemden etkilenen varlığı bildiren
i ekini almış ad,
i hali, °akuzatif

BELİRTME SIFATI : Turkish Turkish

ir adı, gösterme, soru, sayı ya da belgisizlik bakımlarından belirten sıfat

BELİRTMEK : Turkish Turkish

açıklamak, ºtebarüz ettirmek

BELİT : Turkish Turkish

kendiliğinden apaçık olan ve böyle olduğu için öteki önermelerin ön dayanağı olan temel önerme, °mütearife, °aksiyom

BELİTKE : Turkish Turkish

elitler dizgesi

BELİTLEME : Turkish Turkish

ir matematik kuramını belitlenmiş bir kuram biçimine sokma işlemi

BELİTSEL : Turkish Turkish

ir belitle ilgili, bir belit özelliği taşıyan

BELKEMİĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

omurga

BELKEMİĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

ir şeyin varlığıyla ilgili en önemli bölümü, temel, °esas

BELKİ : Turkish Turkish

akarsın, olasılıkla, olabilir ki