Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
BEYNİNDE ŞİMŞEKLER ÇAKMAK : Turkish Turkish

çok üzülmek, sarsılmak

BEYNİNDE ŞİMŞEKLER ÇAKMAK : Turkish Turkish

zihninde birden bir düşünce doğmak

BEYNİNDEN VURULMUŞA DÖNMEK : Turkish Turkish

eklenmedik bir durum karşısında olağanüstü bir üzüntü ve şaşkınlığa uğramak

BEYNİNE VURMAK : Turkish Turkish

içki, sıcak vb. etkilerle ne yaptığını bilemez duruma gelmek

BEYTULLAH : Turkish Turkish

tanrının evi, kâbe

BEYTÜLMAL : Turkish Turkish

devlet hazinesi

BEYYİNE : Turkish Turkish

ir olayın doğruluğunu ortaya koyabilen yöntem

BEYYİNE : Turkish Turkish

duruşma sırasında bir savı gerçekleştirmek için başvurulan belge, kanıt, tanıt, tutamak, °delil

BEYZADE : Turkish Turkish

ey oğlu

BEYZADELİK : Turkish Turkish

eyzade olma durumu

BEYZBOL : Turkish Turkish

dokuzar kişilik iki takım arasında bir top ve sopayla oynanan, amerika birleşik devletlerinde yaygın bir çeşit top oyunu

BEYZİ : Turkish Turkish

yumurta biçiminde, söbe, °oval

BEZ : Turkish Turkish

pamuk ya da keten ipliğinden yapılan dokuma

BEZ : Turkish Turkish

pamuktan, düz dokuma

BEZ : Turkish Turkish

herhangi bir cins kumaş

BEZ : Turkish Turkish

herhangi bir iş için kullanılan dokuma

BEZ : Turkish Turkish

gelişigüzel kumaş parçası, çaput

BEZ : Turkish Turkish

ezden yapılmış

BEZ : Turkish Turkish

ıçinden geçen kandan ya da özsudan kimi maddeler ayırarak salgı oluşturan organ, °gudde

BEZ BAĞLAMAK : Turkish Turkish

ebeklere, ağır hastalara altlarını kirletmesinler diye bez koymak

BEZDİRİCİ : Turkish Turkish

usanç veren

BEZDİRİLMEK : Turkish Turkish

ezmesine neden olmak, bezmesine yol açmak

BEZDİRMEK : Turkish Turkish

ıktırmak, usandırmak, bıkkınlık vermek

BEZE : Turkish Turkish

hamur topağı, pazı

BEZE : Turkish Turkish

yumurta akı ve pudraşekeriyle yapılan bir çeşit kuru pasta