Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
BEZE : Turkish Turkish

yara ya da çıban nedeniyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik

BEZE : Turkish Turkish

ez, °gudde

BEZEK : Turkish Turkish

süs, °ziynet

BEZEK : Turkish Turkish

ir yapıtı süslemeye yarayan motiflerin her biri

BEZEKÇİ : Turkish Turkish

duvar ve tavanları boyayıp birtakım resim ya da şekillerle süsleyen kimse, °nakkaş

BEZEKÇİ : Turkish Turkish

gelinleri süsleyen kadın

BEZEKLEMEK : Turkish Turkish

süslemek, bezemek

BEZEKLİ : Turkish Turkish

ezeği olan, süslü, süslenmiş

BEZELEMEK : Turkish Turkish

hamur topağı yapmak

BEZELİ : Turkish Turkish

ezeği olan, bezekli

BEZELYE : Turkish Turkish

aklagillerden, yurdumuzun her yanında yetiştirilen, tırmanıcı bir bitki (pisum sativum)

BEZELYE : Turkish Turkish

u bitkinin yuvarlak tanesi

BEZEM : Turkish Turkish

tiyatro, sinema ve televizyonda olayın geçtiği çevreye uygun olarak oluşturulan yapı gereçlerinin ve eşyasının tümü, °dekor

BEZEME : Turkish Turkish

süsleme, °tezyin

BEZEME : Turkish Turkish

süs, süsleyen şey

BEZEMECİ : Turkish Turkish

ezeme yapan oymacı ya da nakkaş

BEZEMEK : Turkish Turkish

süslemek, donatmak, ºtezyin etmek

BEZEMELİ : Turkish Turkish

süslü, °dekoratif

BEZEN : Turkish Turkish

ezek, süs

BEZENMEK : Turkish Turkish

ezemek eylemine konu olmak, süslenmek

BEZENMEK : Turkish Turkish

kendini bezemek, süslenmek

BEZERMEK : Turkish Turkish

solmak, rengini atmak

BEZEYİCİ : Turkish Turkish

ezekleme yapan ressam, °dekoratör

BEZGİ : Turkish Turkish

süs, bezek

BEZGİN : Turkish Turkish

yaşama ya da iş görme isteğini yitirmiş