Turkish
BUĞDAY BENİZLİ : Turkish Turkish
açık esmer
BUĞDAY RENGİ : Turkish Turkish
(ten için) açık esmer
BUĞDAYBİTİ, -Nİ : Turkish Turkish
yarımkanatlılardan, vücudu yeşil, başı siyah, ekinlere zararlı bir böcek, ekinbiti (sitophilus granarus)
BUĞDAYCIL : Turkish Turkish
ataklık yerlerde, patates, pancar tarlalarında yaşayan göçücü bir kuş (luscinia vecica eyanecula)
BUĞDAYGİLLER : Turkish Turkish
irçeneklilerden, örneği buğday olan, çiçekleri başak durumundaki yulaf, arpa, mısır, çayır otları vb.yi içine alan büyük bir bitki familyası
BUĞDAYGÜVESİ, -Nİ : Turkish Turkish
tahıla zarar veren küçük bir kelebek (tinea granella)
BUĞDAYOTU : Turkish Turkish
sert kılçıklı başağı olan otsu bitki
BUĞDAYPASI, -NI : Turkish Turkish
pasmantarıgillerden asalak bir mantar (puccinia graminisi)
BUĞDAYPASI, -NI : Turkish Turkish
u mantarın buğday ve benzeri bitkilerin yapraklarında oluşturduğu hastalık
BUĞDAYSI : Turkish Turkish
uğdayı andıran
BUĞDAYSI TOHUM (MEYVE YA DA TANE) : Turkish Turkish
çok ince olan kabuğu, zarından ayrılamayacak derecede kaynaşmış olan tohum izlenimini veren bir kuru meyve
BUĞDAYSÜRMESİ : Turkish Turkish
uğday başaklarında oluşan ilkel mantar (tilletia tritici)
BUĞDAYSÜRMESİ : Turkish Turkish
u mantarın yol açtığı hastalık
BÜĞEMEK : Turkish Turkish
suyu önüne bent yaparak toplamak
BÜĞET : Turkish Turkish
su birikintisi, gölcük
BÜĞLÜ : Turkish Turkish
küçük büğlü, soprano büğlü, alto büğlü, bariton büğlü olarak dört türü bulunan, bakırdan, perdeli ya da pistonlu müzik araçlarının adı
BUĞRA : Turkish Turkish
erkek deve, iki hörgüçlü deve
BUĞRASAMAK : Turkish Turkish
erkek deve istemek
BÜĞRÜLMEK : Turkish Turkish
eğrilmek, kamburlaşmak
BUĞU : Turkish Turkish
isı etkisiyle gaz durumuna geçen sıvı
BUĞU : Turkish Turkish
soğuk bir cisim üzerinde ince bir tabaka durumunda yoğunlaşmış sıvı
BUĞUEVİ, -Nİ : Turkish Turkish
hastalık dolayısıyla mikroplu sayılan eşyanın sıcak buğuyla temizlendiği yer, °tephirhane
BUĞULAMA : Turkish Turkish
uğulamak eylemi
BUĞULAMA : Turkish Turkish
ve s. buğuda pişmiş (yemek)
BUĞULAMAK : Turkish Turkish
uğudan geçirmek, buğuya tutmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani