Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ÂDEMCİLİK : Turkish Turkish

yirminci yüzyılın başında simgeciliğe karşı bir tepki olarak rusya'da ortaya çıkan bir yazın akımı

ÂDEMELMASI, -NI : Turkish Turkish

gırtlak çıkıntısı

ÂDEMİYET, -Tİ : Turkish Turkish

ınsanlık

ÂDEMİYET, -Tİ : Turkish Turkish

doğru, dürüst insana yakışır durum, adamlık

ÂDEMOĞLU, -NU : Turkish Turkish

ınsan denilen yaratıkla-rın tümü, insan nitelikleri taşıyan insanoğlu

ÂDEMOĞLU, -NU : Turkish Turkish

(ıncil'de) ısa peygamber

ÂDEMOĞLU, -NU : Turkish Turkish

ınsan

ADENİT : Turkish Turkish

lenf düğümleri yangısı

ADESE : Turkish Turkish

mercek

ADESE : Turkish Turkish

kovucuk

ADET : Turkish Turkish

sayı

ADET : Turkish Turkish

herhangi bir sayıda olan (şey), °tane

ÂDET EDİNMEK ( YA DA ETMEK) : Turkish Turkish

ir şeyi alışkanlık ya da huy durumuna getirmek

ÂDET GÖRMEK : Turkish Turkish

(kadın) aybaşı olmak

ÂDET OLMAK : Turkish Turkish

öteden beri yapılır olmak

ÂDET OLMAK : Turkish Turkish

ir şey gelenek durumuna gelmiş olmak

ÂDET YERİNİ BULSUN DİYE : Turkish Turkish

ir geleneği tam uygulamayıp, uygular gibi yapmak

ÂDET, -Tİ : Turkish Turkish

topluluk içinde eskiden beri uyulan kural, töre

ÂDET, -Tİ : Turkish Turkish

ir kimsenin sık sık yinelediği için edindiği davranış biçimi, alışkı

ÂDET, -Tİ : Turkish Turkish

hanımların belli sağlık döngüsü günleri, aybaşı, °regl

ÂDETA : Turkish Turkish

ayağı, basbayağı, hemen hemen, sanki

ADETÇE : Turkish Turkish

sayı bakımından, sayıca

ÂDETTEN KESİLMEK : Turkish Turkish

yaşdönümü başlamak, menopoza girmek

ADEYLEM : Turkish Turkish

eylemin sayı ya da kişi belirtisi taşımadan durum ya da eylem belirten ad biçimi

ADİ : Turkish Turkish

sıradan, bayağı, °alelade