Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
AĞILI : Turkish Turkish

ıçinde ağı bulunan, zehirli

AĞILIBÖCEK : Turkish Turkish

kınkanatlılardan, başka böcekleri yemesi bakımından yararlı bir böcek (carabus)

AĞILLANMAK : Turkish Turkish

(sürü) toplanıp bir arada durmak

AĞILLANMAK : Turkish Turkish

(ay, yıldız) çevresinde ayla oluşmak, halelenmek

AĞIM : Turkish Turkish

ayağın üstündeki tümsek yer

AĞIMLI : Turkish Turkish

üstü aşırı tümsek olan (ayak)

AĞINA DÜŞÜRMEK : Turkish Turkish

tuzağına düşürmek

AĞINMAK : Turkish Turkish

yere yatıp yuvarlanmak

AĞIOTU, -NU : Turkish Turkish

aldıran

AĞIR : Turkish Turkish

tartıda çok çeken, "hafif" karşıtı

AĞIR : Turkish Turkish

davranışları yavaş olan

AĞIR : Turkish Turkish

değeri çok olan, gösterişli

AĞIR : Turkish Turkish

çapı, boyutları büyük

AĞIR : Turkish Turkish

çetin, güç

AĞIR : Turkish Turkish

tehlikeli, korkulu, °vahim

AĞIR : Turkish Turkish

sıkıntı veren, bunaltıcı

AĞIR : Turkish Turkish

dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı

AĞIR : Turkish Turkish

yavaş

AĞIR : Turkish Turkish

ağırbaşlı, vakarlı, °vakur, °ciddi

AĞIR : Turkish Turkish

(koku için) keskin, boğucu

AĞIR : Turkish Turkish

(yiyecek için) sindirimi güç

AĞIR : Turkish Turkish

yoğun

AĞIR : Turkish Turkish

(uyku için) uyanılması güç, derin

AĞIR : Turkish Turkish

ağırsıklet

AĞIR : Turkish Turkish

yavaş vuruşlu bir tempo, °adagio, °lento