Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
AĞIR : Turkish Turkish

ağır olarak: ışler ağır gidiyor

AĞIR (SÖZ) SÖYLEMEK : Turkish Turkish

acı, dokunaklı sözler söylemek

AĞIR AĞIR : Turkish Turkish

acele etmeden

AĞIR AĞIR : Turkish Turkish

fazlasıyla

AĞIR AKSAK : Turkish Turkish

çok yavaş olarak

AĞIR AKSAK : Turkish Turkish

türk müziğinde bir usul

AĞIR AKSAK : Turkish Turkish

(iş için) düzenli işlemeyen

AĞIR BASMAK : Turkish Turkish

ağırlığı fazla gelmek

AĞIR BASMAK : Turkish Turkish

etkisi üstün gelmek

AĞIR ÇEKMEK : Turkish Turkish

tartıda ağır gelmek

AĞIR CEZA : Turkish Turkish

ağır hapis ve beş yıldan yukarı olan hapis cezaları

AĞIR DAN ALMAK : Turkish Turkish

ir işi gereken süre içinde bitirmemek

AĞIR DAN ALMAK : Turkish Turkish

gönülsüz, isteksiz davranmak

AĞIR EZGİ ( YA DA ENDAM) FISTIKİ MAKAM : Turkish Turkish

çok yavaş, çok ağır ve istifini bozmadan

AĞIR GELMEK : Turkish Turkish

gücüne gitmek, onuruna dokunmak

AĞIR GELMEK : Turkish Turkish

ir iş, gücünün üstünde olmak, zor gözükmek

AĞIR GİYSİ (ELBİSE) : Turkish Turkish

törensel, ciddi giyim

AĞIR HAPİS CEZASI : Turkish Turkish

24 yıl ya da ömür boyu süren hapis cezası

AĞIR HASTALIK : Turkish Turkish

ölümle sona erebilecek gibi olan sayrılık

AĞIR HİDROJEN : Turkish Turkish

döteryum

AĞIR İŞ : Turkish Turkish

yaşamsal tehlikeler yaratan ve fazla güç isteyen her türlü iş

AĞIR İŞİTMEK ( YA DA DUYMAK) : Turkish Turkish

kulakları iyi işitmemek

AĞIR KAÇMAK : Turkish Turkish

gücendirici olmak

AĞIR KANLI : Turkish Turkish

davranışı yavaş

AĞIR KANLI : Turkish Turkish

tembelce, uyuşuk