Turkish
AĞIRLAŞMAK : Turkish Turkish
(hava için) bozulmak, sıkıcı ve bunaltıcı durum almak
AĞIRLAŞMAK : Turkish Turkish
tempo yavaşlamak
AĞIRLAŞTIRICI : Turkish Turkish
ağırlaştıran, çoğaltan
AĞIRLAŞTIRMAK : Turkish Turkish
ir şeyin ağırlaşmasına yol açmak
AĞIRLATMAK : Turkish Turkish
ağırlamak eylemini yaptırmak
AĞIRLAYIŞ : Turkish Turkish
ağırlama eylemi ya da biçimi: konuklarını ağırlayışına özenirdik
AĞIRLIK : Turkish Turkish
ağır olma durumu
AĞIRLIK : Turkish Turkish
yerçekiminin bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke
AĞIRLIK : Turkish Turkish
değerli olma durumu
AĞIRLIK : Turkish Turkish
ağırbaşlılık
AĞIRLIK : Turkish Turkish
yavaşlık
AĞIRLIK : Turkish Turkish
tehlikeli olma durumu, önem
AĞIRLIK : Turkish Turkish
sıkıntılı, bunaltıcı olma durumu
AĞIRLIK : Turkish Turkish
orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri
AĞIRLIK : Turkish Turkish
safra ya da gereksiz yük
AĞIRLIK : Turkish Turkish
çeyizini düzmek için güveyin geline verdiği para, kalın
AĞIRLIK : Turkish Turkish
uyuşukluk ve gevşeklik durumu
AĞIRLIK : Turkish Turkish
uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum
AĞIRLIK : Turkish Turkish
takı
AĞIRLIK : Turkish Turkish
yük, °külfet
AĞIRLIK : Turkish Turkish
sorumluluk
AĞIRLIK : Turkish Turkish
etki, baskı
AĞIRLIK : Turkish Turkish
dikkati, önemi ya da parasal gücü bir şey üzerinde yoğunlaştırma
AĞIRLIK : Turkish Turkish
terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konan nesne
AĞIRLIK : Turkish Turkish
değerlendirmelerde herhangi bir konu ya da evreye, olağanın üzerinde ve belli bir oranda, fazladan bir değer tanınması
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani