Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
AHU GİBİ : Turkish Turkish

çok güzel, çekici

AHU GÖZLÜ (GÖZLERİ AHU YA DA AHU BAKIŞLI) : Turkish Turkish

güzel gözleri olan

AHUDUDU, -NU : Turkish Turkish

gülgillerden, dikenli bir bitki (rubus idaeus)

AHUDUDU, -NU : Turkish Turkish

u bitkinin duta benzeyen, kırmızı renkli sulu ve kokulu yemişi, ağaççileği

AHVAL, -Lİ : Turkish Turkish

durumlar, haller, vaziyetler

AHVAL, -Lİ : Turkish Turkish

davranışlar

AHVAL, -Lİ : Turkish Turkish

olaylar

AHZETMEK, -DER : Turkish Turkish

almak, kabul etmek

AHZÜİTA : Turkish Turkish

alışveriş, alım satım

AHZÜKABZ : Turkish Turkish

kendine mal etme

AİDAT, -TI : Turkish Turkish

ödenti

AİDAT, -TI : Turkish Turkish

kesenek

AİDİYET, -Tİ : Turkish Turkish

ait olma durumu, değginlik, ilişkinlik

AİDS, AİDS : Turkish Turkish

vücudun hastalıklara karşı dayanıklığını, doğal bağışıklığını yok eden bir hastalık

AİLE : Turkish Turkish

evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler vb.lerinin arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük bütün

AİLE : Turkish Turkish

karı, koca ve çocuklardan oluşan topluluk

AİLE : Turkish Turkish

aynı soydan gelen kimseler zinciri

AİLE : Turkish Turkish

aralarında kandaşlık ya da hısımlık bulunan kimselerin tümü

AİLE : Turkish Turkish

irlikte oturan hısım ve yakınların tümü

AİLE : Turkish Turkish

eş, karı

AİLE : Turkish Turkish

aynı erek üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin tümü

AİLE : Turkish Turkish

temel niteliği bir olan dil, hayvan ya da bitki topluluğu

AİLE : Turkish Turkish

kadın, kadın davetli ya da müşteri

AİLE BAHÇESİ ( YA DA GAZİNOSU) : Turkish Turkish

ailelerin rahatlıkla gidebileceği, genellikle içkisiz ya da hafif içkilerin içildiği yer

AİLE OCAĞI : Turkish Turkish

ailenin kurduğu, yerleştiği, geliştirdiği ev