Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
AKINTIYA KAPILMAK : Turkish Turkish

etki altında kalarak bir topluluğun davranışına katılmak

AKINTIYA KÜREK ÇEKMEK : Turkish Turkish

olmayacak bir iş uğruna çabalamak

AKIP GİTMEK : Turkish Turkish

(zaman için) çabuk geçmek

AKIŞ : Turkish Turkish

akmak eylemi ya da biçimi, akım, akıntı

AKIŞ : Turkish Turkish

geçip gitme, sürüp gitme

AKİS UYANDIRMAK : Turkish Turkish

ir konunun üzerinde düşünülmesine, tartışılmasına yol açmak, tepki yaratmak

AKİS, -KSİ : Turkish Turkish

işık ya da ses dalgalarının yansıtıcı bir yüzeye çarparak geri dönmesi, yankı, yansıma

AKİS, -KSİ : Turkish Turkish

ir cismin, parlak bir yüzeyde görünmesi

AKİS, -KSİ : Turkish Turkish

ir şeyin başka bir şey üzerinde yarattığı etki

AKİS, -KSİ : Turkish Turkish

evirme, evirtim

AKIŞKAN : Turkish Turkish

yerin yapısı nedeniyle kolayca akan (sıvı ya da gaz), °seyyal, °seyyale

AKIŞKANLAŞMAK : Turkish Turkish

katıyken ya da yoğunken akışkan duruma gelmek

AKIŞKANLAŞTIRICI : Turkish Turkish

akışkan duruma getirme özelliği olan

AKIŞKANLIK : Turkish Turkish

akışkan olma durumu

AKIŞKANLIK : Turkish Turkish

sıvıların akışkan olma derecesi

AKIŞMAK : Turkish Turkish

ir yöne hep birden toplu olarak yürümek, üşüşmek

AKIŞMAK : Turkish Turkish

(ıki sıvı) karşılıklı birbirine akmak

AKIŞMAK : Turkish Turkish

sürekli akmak

AKIŞMAZLIK : Turkish Turkish

akışmaz ya da yapışkan olan maddenin durumu, ağdalık, koyuluk, °viskozite

AKIŞMAZLIKÖLÇER : Turkish Turkish

akışkanların, özellikle yağlama yağlarının akışmazlığını ölçen aygıt, °viskozimetre

AKIŞMAZLIKÖLÇÜM : Turkish Turkish

akışkanların viskozitesini konu alan fizik dalı, °viskozimetri

ÂKİT : Turkish Turkish

ir işi karşılıklı olarak kararlaştırıp üstlerine alan taraflardan her biri, bağıtçı

AKİT VAADİ : Turkish Turkish

önsözleşme

AKİT, -KDİ : Turkish Turkish

sözleşme, bağıt, °mukavele

AKİT, -KDİ : Turkish Turkish

nikâh